
En Büyük Musibet
Biz bunları çok söylemişiz
Şimdiye kadar camide, cemaatte ve sohbetlerde görmediğim biri geldi:
-Hocam, dedi, ben emekli bir öğretmenim. Size bir sorum olacak: Belediye görevlileri tarafından köpeklerin öldürülmesi sizce doğru mu?
-Ben :
Bu sorunuza evet demek de mümkün, hayır demek de mümkün, dedim.
-Nasıl? Dedi. İzah ettim:
İslam iki maddede özetlenmektedir:
1-Allah'ın emirlerine saygı.
2-Allah'ın yarattıklarına şefkat.
Bizim inancımıza göre, hayvanlar, bitkiler, canlı-cansız bütün bir kâinat Allah'ın eseridir. Her varlık, Allah'ın çok önemli işler gören birer memurudur. Hiçbir varlık başıboş değildir. Her biri, halleriyle ve dilleriyle Allah'ı zikretmekle meşguldürler. Bu sebepten dolayıdır ki, gereksiz yere, hele Allah'ın izni ve rızası olmadan her hangi bir varlığı üzmek, incitmek, dövmek, kesmek ve öldürmek haram kılınmıştır.
Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.), bir kediyi hapsedip aç susuz ölmesine sebep olan bir kadının cehenneme gittiğini, çölde suya hasret kalmış, susuzluktan ölme noktasına gelmiş bir köpeği kuyudan su çekerek suya doyuran bir adamın cennete gittiğini açıklaması, haksızlığa uğramış boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkının alınacağı bir günün geleceğini hiç bir zalimin yaptığının yanına kalmayacağını haber vermesi İslamiyet'in hayvan da olsa masumların hakkına ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
Yunusun şu mısraları da düşüncemizi destekler mahiyettedir:
"Elif okuduk ötürü,/ Pazar eyledik götürü,
Yaratılanı severiz,/ Yaratandan ötürü."
Her halde bu izahlardan anlaşılmıştır ki, İslam'da haksız yere bir cana kıymak yoktur ve haramdır. Bununla beraber İslam'ın bir prensibini daha hatırlamamız gerekmektedir. O da: İnsan hayatına kast eden "Her zararlıyı öldürmek caizdir." hadisidir.. O zararlı insan dahi olsa, dedim ve:
" Kısasta sizin için hayat vardır." âyetini okudum. Çünkü zararlı şey etkisiz hale getirilmez, haksız yere cana kıyan katil öldürülmezse adalet tecelli etmez. Adaletin tecelli etmediği bir toplumda huzur ve düzen kalmaz. Koyun sürürsüne dalmış bir canavarı öldürmezseniz koyunlara haksızlık yapmış olursunuz. Eğer katil hak ettiği cezasını bulmazsa toplum anarşi ve terörün kucağına itilmiş olur. Onun için hiç kimsenin katili affetme hakkı yoktur. Katili herkesin öldürme hakkı da yoktur. O, ancak devletin ilgili birimlerinin görevidir.
Bir ara emekli öğretmen:
"-Hocam dedi sizin konuşmanız daha etkili olur, lütfen söyleyin bu hayvanları öldürmesinler. Namaza gelen biri, benim bahçemde dişi bir köpek olduğunu, köpekleri kurşunlayanlara haber verdi. Ben inanıyorum ama namaz kılmam, oruç tutmam. Camiye, cumaya, bayrama bile gitmem." dedi.
Bu gün sizi üzen bir tablo ile karşı karşıya kaldıysanız, kusura bakmayın, bunun sebeplerinden biri de sizsiniz, dedim. Köpekleriniz vurulduğu zaman ayağa kalkıyorsunuz, dinden ve din görevlisinden yardım istiyorsunuz, ama dininiz vurulduğu zaman kılınız dahi kıpırdamıyor. Halbuki "En büyük ve en zararlı musibet dine gelen musibettir." Din, bütün kurum ve kuramlarıyla size, bize ve bütün topluma hâkim olsaydı, sizi, bizi, hatta köpeklerimizi dahi huzursuz ve rahatsız eden hiçbir şey ve hiçbir kimse olmayacaktı. Kurtla koyun beraber yaşayacaktı. Kimsenin burnu kanamayacaktı. Dini, siz ve biz el ele vererek yaşanır hale getirmediğimiz için bırakın köpekleri insanlar birbirinin kanını içer hale geldi.
Biz bunları çok söylemişiz. İslâmiyet'in iki maddede özetlendiğini, biri Allah'ın emirlerine bağlanmak, diğeri de Allah'ın yarattıklarına şefkat olduğunu yukarda ifade ettiğim gibi çok anlatmışız, insan haklarını, hayvan haklarını, çevrenin Allah'ın bir lutfu, bir armağanı olduğunu, temiz çevrenin korunmasının farz olduğunu çok dile getirmişiz, ama aydınlarımızı, yanımızda, sohbetlerimizde bulamamışız. Bırakın yanımızda olmayı, destek yerine kösteklerle karşılaşmışız.
Eğer biz, dinle fenni, okul ile camiyi bir bütün olarak ele alsaydık, öğretmenler öğrencilerine, imamlar cemaatine dinimizin güzelliklerini anlatsaydı bu gün bizi üzen, memleketi geri bırakan acıların ve sancıların hiç biriyle baş başa kalmayacaktık.
Ben akademisyenim, durmadan okuyorum, yazıyorum. Karşımdaki cemaatimin de belli bir seviyede olmasını istiyorum. Ne yazık ki onları yanımda bulamıyorum.
Ben, köpekleri için benden yardıma isteyen emekli öğretmenimize nezaketle dedim ki, sizin bu arzunuzu bir emir telakki edeceğim ama sizden de ben bir istirhamda bulunacağım:
-Lütfen artık namaza başlayınız. Siz namaza çok layıksınız.
-Namaz hakkında çok tehdit var mı? dedi. Ben de:
-Hem de ne büyük tehditler, dedim. "Niçin Namaz" ve "Nasıl Namaz" adlı kitaplarımdaki ilgili yerleri okudum. Zeki bir insandı, anladı, yumuşadı. Ama kesin söz veremem diyerek vicdanında bir muhasebe yapacağını söyledi. Kolay değildi. Altmış sene namazsız yaşamıştı, birden bire hayatını değiştirmesi elbette büyük hamle istiyordu.
Sonra bana "benim bir babam vardı, yüz beş sene yaşadı. Fakat kimseye dini emir vermedi." dedi.
Ben de:
- Ah keşke baban görevini yapsa, dinin emirlerini size anlatsaydı, belki bugün sizin gibi namazsız, dolayısıyla mutsuz ve umutsuz bir evladı olmayacaktı" dedim.
Bana "siz çok samimi bir Müslümansınız" dedi.
-Keşke öyle olabilsem, Cenâb-ı Hak beni sizin dediğiniz gibi samimi Müslümanlardan eylesin, dedim. O yine ısrarla:
-Yok hocam, siz çok samimi bir Müslümansınız, sizinle görüşmekten çok mutlu oldum. Çok rahatladım. Yine geleceğim, dedi, teşekkür etti ve ayrıldı.
Uzun zaman sonra bir kere daha karşılaştık. Fakat bu sefer karşımda farklı ve nurani bir sima vardı. Meğer o karşılaşmamızdan sonra adı geçen kitapları okumuş, firesiz beş vakit namazı kılmaya başlamış.. Dolayısıyla yüzünde secdenin izleri, pırıltıları görünüyordu. Kendisini tebrik ettim, o da namaza başlamasına vesile olduğumuzdan dolayı her vakit dua ettiğini söyledi.

-
Peygamberimiz(ASM) 24 Saatinde... Sevgili Peygamberimizin zikirsiz, fikirsiz, şükürsüz, duasız, n... Eklenme: 01 Haziran 2016
-
Akan kanı durdurma, dünya ve a... Namazda: “Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı-babamı ve bütün mü’min... Eklenme: 09 Ocak 2016
-
Tahiyyattaki halimiz Allah Teala’ın, Peygamberimizin selamını aldığı ve karşılık ver... Eklenme: 06 Ocak 2016
-
Dini korumak Kim dinini korursa din onu ve onun her şeyini korur. Eklenme: 04 Aralık 2015
-
Dünya daha önce yaratılmış mıy... Yani Âdem (a.s)'den önce bir dünya, bir yaşayış var mıydı? Eklenme: 24 Kasım 2015
-
İlahi muhabbetin aleme yansıma... Üstad-ı Muhterem'in eserlerinde gördüğümüz muhteşem cümlele... Eklenme: 18 Kasım 2015
-
Allah Demek Yerine Aşkım Demek Canı çıkarken bile Eklenme: 14 Kasım 2015
-
Ahiret inancından sapma HANGİSİNE İNANAYIM? Eklenme: 12 Kasım 2015