Aşk-ı Kübra Damlasında Yolculuk
O, Ateşten, külden, közden her ne varsa yüreğine hapsetmiş SABIR örneği,
Aşk-ı Kübra, Aşk-ı Kübra... Manasını daha önceden duymadığım, ancak kulağa çok hoş gelen, insanın kendisini sıcacık hissetmesini sağlayan bu cümle; fısıltısı ile beraberinde öyle yüce bir ismi kalbime işliyordu ki, bu hissiyat üzerine yine bir tevafuk ile karşı karşıya olduğumu anlamama yetti de arttı bile. O isim öyle bir isim ki; zikredildiğini duyduğumda ruhumdan bir parça titrer durur, ağlamaklı olur nedense gözlerim, ne hüzünden ne üzüntüden ne mutluluktan... Neyse laf döner durur anlatmakla bitmez hisleri ve müsadenizle tanımayanlar için onu birazcık da olsa tanıtmayı, tanıyanlar için ise yeniden O'nda kendilerinden bir parça bulmaları için Aşk-ı Kübra'nın damlasına yolculuğa çıkalım...
O, Ateşten, külden, közden her ne varsa yüreğine hapsetmiş SABIR örneği,
O, Can'ı Canan'a teslim etmiş, CAN TANESİ,
O, Şefkat ve güzel ahlakta, örnek olan bir ANNE.
O, Kalbinde Aşk-ı Kübrayı taşıyan gerçek AŞIK,
O, Sevgisi uğruna canını ve malını feda eden cömert SEVGİLİ,
O, Asr-ı Saadetin HANIMEFENDİSİ,
O, Herkesin Efendimiz (s.a.v)'i yalanladığı anda ona ilk inanan MÜSLÜMAN,
O, Peygamber Efendimizin (s.a.v) hayatı boyunca unutamadığı vefakar EŞİ,
O, Allah'ın selamına nail olacak derecede faziletli ve şerefli ALLAH DOSTU.
O, Müminlerin Annesi, örnek alınması gereken KADIN,
O, Hatice-tül Kübra (r.a)...
O'nun teslimiyetini, inanmışlığını anlatmaya kelimeler yetmez. Hiçbirimiz onun kadar inanmadık, sevgimize onun kadar sahip çıkmadık. Bu öyle bir sevgiydi ki Kainatın Efendisi (s.a.v)'in yüzünde en ufak bir hüzün damlası gördüğünde "O hüzün beni yaksın, beni kavursun ama Resülullahı rahatsız etmesin" diyecek kadar yüce bir kalbe sahipti...
O'nun merhametini ve şevkatini hiç birimiz çevremize göstermiyoruz. Annemize bile bir kahve hazırlamaktan aciz olduğumuz şu zamanımızda O muhteşem ahlakıyla büyük bir şefkat örneği sergileyen muhterem; cariyesine hizmet edecek kadar son derece mütevazi bir kadındı...
Bizler nimetleri israf edip ve lüks yaşama arzusuna sahip iken; O sahip olduğu bütün servetini Aşk-ı Kübra'sı uğruna feda edip Yunus diliyle "Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun" diyecek kadar cömert bir kadındı...
Bizler sevgimizi heba ederken; Hz. Peygamber (s.a.v) ilahi mesajı tebliğ için sıksık evinden ayrıldığında 50-60 dereceyi bulan sıcağın altında oturup iki adım geride ki gölgeliğe geçmeden bekleyen ve etrafındakilere "Rasulallah şimdi bu güneşin altındadır. O da gelip gölgeleninceye kadar bende onun yaşadıklarını yaşamak onun hissettiklerini hissetmek isterim. Elimde değil gönlüm bırakmaz beni ." diyerek gerçek sevgiyi yaşayan eşsiz bir kadındı...
Bizler yakınlarımıza destek olmaktan ziyade arzu ve isteklerimizin gerçekleşmesi için bazen onları zor durumlarda bırakırken; Efendimiz (s.a.v)'in en zor anlarında, en çıkmazda hissettiği anlarda "Allah seni zayi etmeyecektir." diyerek üstün bir anlayış, sağduyu ve tevekküle sahip olan bir kadındı...
Kelam acze düştü; Fahr-i Kainat efendimizi (s.a.v) mağara önündeki bir taşın ardında hiç kımıldamadan O'nun sükutunu bozmamak için günlerce bekleyişi karşısında. Hangimiz onun kadar çetin ve güçlü bir sadakate sahibiz?
Meğer anlatmak ne zormuş, tıkanıp kalıyor, insanın boğazında bir şeyler düğümleniyor onu anlatmaya çalışırken. O kelimelerin tam manası ile hiçbir zaman dile getirilmeyecek olan aşk-ı kübra'nın yansımasına sahip muhtereme bakarak, söylenecek ve ders alınacak o kadar çok husus var ki şahsım adına eminim ki hayatındaki her aşamasında güçlü duruşu ile tüm kadınlara aydınlık olacak ince sırları bahşeden Hz. Hatice-tül Kübra, zamanımız kadınlarının da kendisi gibi anılmasını isterdi.
Şimdi biraz düşünelim bu kadınlar gününü içimize sindirebiliyor muyuz, ne gibi bir hedefimiz olmalı, gerçekten kadın olmanın kıymetini kadınlar olarak öncelikle biz biliyor muyuz? Biliyorsak neden halen bu sözde çağdaş yüzyılımızda halen kadınlar istismar ediliyor. Ya da cümle şöyle mi olmalıydı! Neden kadınlar kendilerini istismar ettiriyor? Çuvaldızı önce kendimize bir batıralım bakalım acısı nasılmış?
Özgül GELİR
- Vedud'un Hakkını Vedud'... bir yandan dünyanın şaşalı hırsları sevgi diye çıkar karşımıza,... Eklenme: 04 Ekim 2019
- FİTNECİ OLABİLİR MİSİN? FİTNECİ OLABİLİR MİSİN? Eklenme: 12 Nisan 2017
- Tezatlıklarda Boğulma Tezatlıklarda Boğulma Eklenme: 23 Mart 2017
- İbrahim’in duası, İsa’nın müjd... Peygamber'imizin doğumu ve gençlik yılları yaşanan olaylar Eklenme: 06 Mayıs 2016
- İslam Öncesi Mekke'de Sosy... İslam Öncesi Mekke'de Sosyal ve Siyasal Yapı Eklenme: 14 Nisan 2016
- Oryantalistlerin Hz. Peygamber... Oryantalistlerin Hz. Peygamber Algısı Eklenme: 18 Mart 2016
- Bir kadın düşünün ki Acaba emek sarfımızı doğru yerlerde kullanıyormuyuz ve bizler n... Eklenme: 08 Mart 2016
- Neydi bizi içten içe kemiren d... Hiç düşündük mü? Dünyanın oluşumundan bu yana içimizde var olan... Eklenme: 24 Kasım 2015